Travma ve yas, bireyin duygusal ve zihinsel iyilik hallerini ciddi olarak etkileyen karmaşık psikolojik deneyimlerdir. Travma sıklıkla kaza, istismar ve doğal afetler gibi üzücü yaşam olaylarından kaynaklanır ve olumsuz anıları tekrar yaşama, kabus görme, aşırı tetikte olma ve duygusal bir uyuşukluk içerisinde olma gibi çeşitli psikolojik sıkıntılara yol açar. Ağır travmaların yaygın bir sonucu Travma Sonrası Stres Bozukluğu’dur. Bireyin travmatik olayla baş etme becerisini, ilişkilerini ve gündelik hayatını etkiler.

Yas ise çoğunlukla sevilen birinin ölümüyle ilişkili olarak birinin kaybına verilen doğal bir tepkidir. Diğer yandan boşanma ve iflas gibi önemli yaşam değişiklileriyle de tetiklenebilmektedir. Üzüntü, öfke ve suçluluk gibi güçlü duygular yaratabildiği gibi bitkinlik ve iştah düzensizlikleri gibi fiziksel sorunlara da neden olduğu bilinmektedir. İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme aşamalarını içeren ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilen bir süreçtir.

Psikolojik olarak hem travma hem de yas, bireyin uyum sürecini bozan güçlü duygusal tepkiler içerir. Terapi ve danışmanlık ile profesyonel yardım almak, olumsuz deneyimleri yönetebilmek açısından oldukça önemlidir. Bireylerin duygularını anlamaları ve sağlıklı baş etme mekanizmaları geliştirebilmelerine yardımcı olabilmek adına bilişsel ve davranış odaklı yaklaşımlar kullanılmaktadır.

 İnsanlar hayatları boyunca farklı kriz anları, yas süreçleri ve travmalar yaşayabildikleri gibi yas ve travmanın birlikte deneyimlendiği durumlarla da karşılaşabilirler. Travmatik bir olayda sevilen birinin kaybedilmesiyle deneyimlenen yas süreci gibi duygusal yükün çok karmaşık ve ağır olduğu durumlar meydana gelebilmektedir. Çeşitli zorluklar yaşamış kişilerin içinde bulundukları sıkıntıların fark edilmesi ve psikolojik yönden ele alınması, iyilik hallerini ve yaşamları üzerindeki kontrol algılarını tekrar kazanabilmeleri açısından büyük öneme sahiptir.